Skip to content Skip to footer

Nedir Bu Asgari Kurumlar Vergisi?

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Hazine, TRT Haber özel röportajında, sürpriz bir konuya değindi. Bakan; “OECD, asgari kurumlar vergisine geçiyor. Biz de çok uluslu şirketler için asgari kurumlar vergisi getireceğiz. Ne teşvik alırsanız alın, ne kadar istisna olursa olsun yüzde 15’in altında olmuyor. Benzer çalışmayı diğer firmalar için de yapıyoruz. Bütün firmalar için asgari bir kurumlar vergisi hususunu çalışıyoruz. Herkes bu yükü kaldırabileceği oranda taşımak durumunda.” diye bir açıklama yaptı. Asgari kurumlar vergisinin çok uluslu şirketler için uygulanacağı bilinen bir şey. Ancak Bakan Bey diğer firmalar için de çalışma yaptıklarını vurguladı. Peki bilmeyenler için nedir bu asgari kurumlar vergisi ve diğer firmalara da uygulanması ne anlama geliyor. 

Küresel asgari kurumlar vergisi, dünya genelinde çok uluslu şirketlerin vergi kaçırma ve vergi cennetlerinden faydalanma yoluyla vergi yükümlülüklerini azaltmalarını önlemeyi amaçlayan bir vergi politikasıdır. Bu politika, her ülkede belirli bir asgari vergi oranının uygulanmasını zorunlu kılarak, şirketlerin vergi oranlarının düşük olduğu ülkelere kâr transferi yapmalarını engellemeyi hedefliyor. OECD ve G20 ülkeleri tarafından desteklenen bu uygulamada 2021 yılında yaklaşık 140 ülkenin katılımıyla mutabakata varılmış ve küresel asgari kurumlar vergisi oranı olarak %15 oranı belirlemiştir.

Big Tech veya GAFAM olarak adlandırılan büyük teknoloji şirketleri ve dijital ekonominin vergilendirilmesi hedefiyle ortaya çıkan bu uygulama ile söz konusu çokuluslu şirketlerin gelirlerini düşük vergili ülkelere taşıyarak vergi ödemekten kaçınmalarının engellenmesi amaçlanmaktadır. Bu bakımdan küresel asgari kurumlar vergisi, çağın ihtiyaçlarına göre ortaya çıkmış uluslararası vergi sisteminde daha fazla şeffaflık ve adalet sağlama yolunda önemli bir adım olduğu söylenebilir.

Uygulama pratikte yıllık cirosu 750 milyon Euro’nun üzerinde olan şirketlerin faaliyet gösterdikleri ülkelere yüzde 15 oranında vergiye tabi tutulmalarını öngörüyor. Türkiye de bu uygulamayı imzalayan ülkeler arasında yer almaktadır. Ancak Türkiye nin vergi gelirleri üzerinde çok etki doğurmayacağı beklenmekte. Çünkü bu uygulama hayata geçtiğinde ‘dijital hizmet vergisinin’ kaldırılması gerekecek.

Esasında Türkiye deki vergi gelirleri ve vergi sistemini etkileyecek asıl etken, çok uluslu firmalar dışındaki firmalara da asgari kurumlar vergisinin uygulanmasıdır. Hazine ve Maliye Bakanı’nın da ‘üzerinde çalışıyoruz’ dediği bu uygulamanın hangi firmaları ne oranda etkileyeceği konusunda net bir bilgi yok. Ancak ‘kamuda tasarruf paketlerinden’ birinde açıklanması beklenen bu uygulamanın kurumlar vergisi mükelleflerine tanınan istisna muafiyet ve teşvik unsurlarının sınırlandırılması yoluyla olacağını tahmin etmek zor değil. Özellikle yıllarca sıfır veya düşük oranlı vergi uygulaması ile verilen vergi desteğin azımsanmayacak boyutta olduğu ‘yatırım teşvik belgesine bağlı kurumlar vergisi indirim uygulaması’ ilk akla gelen destek. Arge indirimi, nakdi sermaye artışı faiz indirimi, KKM istisnası gibi son dönemlerde sıkça başvurulan vergi avantajları da bu sınırlamaya takılacak gibi. Bu vergi avantajları tamamen sonlandırılmayacak belki ama asgari oranda bir kurumlar vergisi alınarak bu avantajlar zamana yayılacak. Zarar eden veya düşük vergi beyan etse bile genel orandan vergi ödeyen mükelleflerin bu uygulamadan etkilenmesi beklenmemektedir. Yine vergicilere daha fazla iş düşecek ve şirketler için daha sıkı bir vergi planlaması yapmaları gerekecek. 

Leave a comment